Aydınlık bir gelecek düşleyen bir grup insan, dünyayı aydınlatacak gençleri yetiştirmek için 1877 yılında bir okul kurdu. İlerlemenin, ancak sürekli öğrenip gelişerek mümkün olacağını bilen bu insanlar, kız ve erkek çocuklarının yaşam boyu öğrenme sevgisine sahip, meraklı gençler olmalarını istediler. Eğitimin doğru ilkelerle, doğru yapılmasını her çağda, her zaman gerekli gördüler. Kişilikli gençler yetiştirmeyi amaçladılar. Saygıyı ve güzel ahlakı da öğrenmelerini sağlayacak bir okul ortamı yarattılar.
Okul Müdürü Edhem Müfid Beyefendi’nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşmadan – 1918
“Sevgili kızlarım! Emin olunuz ki sizin için böyle bir âtî (gelecek) pek uzak değildir. Kavi (güçlü) ve metin bir malûmât sahibesi (bilgi sahibi) olmak şartıyla bu âtînin (geleceğin) sizler için uzak olmamasını temenni ederim. Tâ ki sizler de bir erkek gibi maişetin (geçimin) her türlü acılarına ve ıztıraplarına göğüs gerebilesiniz. Tâ ki sizler de dinin müsâade edib de adât-ı mahalliyenin (yerel adetlerin) bağladığı o ağır zincirleri kırarak ‘biz de insanız, bizim de aklımız, dimağımız, kuvvetimiz, çalışmak için erkeklerden daha büyük bir hüsn-i niyetimiz (iyi niyetimiz)’ var diyebilesiniz. Tâ ki erkeklerin size vermek istedikleri hukuku siz silah-ı marifetiniz (yetenekleriniz) sayesinde bizzat ahzedebilesiniz (alabilesiniz).”
Anaokulunun Kurulduğu
İlk Eğitim Kurumlarından Biri
O zamanlar ilk ve orta düzeyde eğitim veren Terakki, 1907 yılında alınan kararla okul öncesi ana (valide) okulu eğitimine de başladı. O dönemde okul öncesi çocuk eğitimi düşüncesi henüz gelişmemişken anaokulunun kurulduğu ilk eğitim kurumlarından biri oldu.
![]() |
![]() |
Terakkili yöneticiler, çocukların özgüvenlerinin, hoşgörülerinin, estetik duyarlılığa sahip mizah anlayışlarının, sanata bakışlarının ve yeteneklerinin bilime, topluma ve çevreye katkılarının gelişmesi için çalıştılar. Açık fikirli, kendini doğru ifade eden bireyler yetiştirdiler.
Burada yolun başındayken sorumluluk almayı öğrenen çocuklar, her zaman bir işi sonuna kadar götürdüler, yaptıkları işin sorumluluğunu da üstlendiler. Özgüvenli, öğrendiklerini hayata geçirebilen bireyler olarak büyüdüler.