
Son on yılda sosyal ve ekonomik alanlarda zaman aralıkları tanımlamalarımız geçmişte çağların değişimi ve toplumların dönüşme hızıyla kıyaslanamayacak hızda değişip dönüşüyor. Hızla gelişen teknoloji, bilginin ve enformasyonun ulaşımını, paylaşımını, kullanıldığı alanları çeşitlendirip çoğaltıyor; yaygınlaştıkça toplumları dönüştürecek güce ulaşıyor. Neyin doğru ve gerçek bilgi, neyin dezenformasyon olduğunu ayırt etmenin pek de kolay olmadığı günlerden geçiyoruz. Doğru bilgiye, gerçeğe ulaşmak önemli hale geliyor; eğitimin bunu sağlama sorumluluğu artıyor.
Eğitim neyi başarsın?
Bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu günümüzde bu bilgiyle karşı karşıya kaldığımız andan itibaren bunun üzerine düşünmemiz, anlamamız, bütünün içindeki yerini değerlendirmemiz, önemseme derecemiz, öğrenmeye ihtiyaç duymamız veya öğrenmekten keyif almamız ortalama insan ömrünün gittikçe uzamasıyla daha da önemli hale geliyor.
Bilim ve teknolojideki yenilikler, buluşlar, dijitalleşme, yapay zeka destekli ürünler, araçlar, robotlardaki gelişmeler; yeryüzünde olup biten her şeyden etkilenen toplumsal hayatlar için fayda yönünden baktığımızda en önemlileri. Günlük yaşamımızı artarak etkileyen bilim ve teknoloji hızla ilerledikçe yaşlarımız ne olursa olsun bizler de öğrenmek ve ilerlemek zorundayız. Çevremizdeki bu ilerleme yetişkinlikte yaşamın beklentilerine uyum sağlamak için önemliyken çocuklar, gençler için keşif, kendi inşa etme düzeyinde değer kazanıyor.
Eğitimin temel görevi, yarın ismini bile kestiremeyeceğimiz, tanımlamalarını yapamayacağımız meslekleri seçebilecek bu gelişmelerin içine doğan çocukların, gelişmelere en rahat uyum sağlayan gençlerin kendine has özelliklerini korumalarını sağlayarak, yetenek ve becerilerini geliştirecek şartları hazırlamak, fırsat vermek, işbirliği içinde çalışmaya teşvik etmek, düşünmelerini ve sorgulamalarını özendirmek.
Kendi kendini yönetebilmek öngörülemeyen bir gelecekte daha da önemli
Meslek ve uzmanlık alanı ne olursa olsun, okumak, doğru soruları sormak, merak etmek, bir konuda daha derin bilgiye sahip olmak veya ilgili konulara daha geniş bir perspektiften bakabilmek bireyin kendine karşı sorumluluğu. Gerektiğinde uzmanlık alanımızla veya ilgi duyduğumuz alanlarla ilgili bilgi ve donanımımızı çevremizle paylaşmamız ise başkalarına olan sorumluluğumuz ve kendimize olan sorumluluğumuz kadar önemli ve değerli. Teknoloji benzeri görülmemiş bir hızla ilerlerken insanın insana ihtiyacı daha da artacak gibi duruyor. İçinde bulunduğumuz bu belirsizlikte empati, etkin bir biçimde karşımızdakini dinleyebilmek, güçlü iletişim becerilerine sahip olmak yaşam deneyimlerimizi daha değerli kılıyor.
Yarın ise çok da belirli olmayan yakın bir gelecekte, içinde bulunduğumuz bilgi çağında, çocuklara tüm akademik becerilerin yanında yaşam becerileri kazandırmak da eğitimin görevi. Doğru soruları sormanın, gerçek bilgiye ulaşmanın, bu bilgiyle yaratıcı süreçte birlikte çalışabilme fırsatlarını yaratarak etkileşim içinde birlikte öğrenmenin, esnek olmanın, fayda sağlamanın, projelerle çözüm üretebilmenin yollarını açan becerileri kazandırmak eğitimin daha da önemli konuları.
Kararlı, dayanıklı, ne yaptığını bilen, yılmaz, cesur ve medeni bireylerin yetişeceği ilke ve değerleri oluşturabilmiş güvenli, kapsayıcı öğretim kurumları bugünün çocuklarının, yarının gençlerinin kendilerini inşa etmeleri için fırsatlar sunabilir, gelişimlerine katkıda bulunabilir. Nesiller boyunca neyin doğru ve yanlış olduğunu bilen, samimi, vicdanlı, özgüvenli, kendilerine olduğu kadar başkalarına da sorumlu davranabilen, hedeflerine doğru ilerleyen genç bireylerin bu kurumlarda öğrenim görme olanağına sahip oldukça yarının yetişkini olarak kendilerini yönetebilecek, uygar yaşama katkıda bulunacaklar.
Banu Akbaşlı
Kurumsal İletişim Müdürü
Terakki Vakfı